Sonunda EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) düzenlemesi tamamlandı ve bu düzenlemeyle birlikte 1.6 milyondan fazla kişi emeklilik hakkına sahip oldu. Ancak, şimdi gündemde kısmi emeklilik konusunda şartların değişebileceği konuşuluyor. Yapılması planlanan bu düzenlemeyle birlikte kısmi emeklilik seçeneği de ele alınacak.
Bağ-Kur sigortalıları için kısmi emeklilik hakkı sağlayan süre, 5400 prim gününden 4500'e indirilmesi bekleniyor. Bu değişiklikle birlikte Bağ-Kur sigortalılarına 2 yıl (900 gün) gibi bir avantaj sağlanacak. Yasal düzenleme ile bu düzenlemenin detayları netleştirilecek.
Kısmi emeklilik formülü, EYT düzenlemesinden yararlanamayanlar için bir seçenek sunuyor. 8 Eylül 1999 tarihinden sonra sigortalı olanlar için ise kademeli bir yaş şartıyla emeklilik seçeneği gündeme gelecek.
EYT konusunda iki önemli husus da dikkate alınmalıdır:
-
Hizmet Tespit Davası: Günsüz giriş kayıtlarına sahip olan kişiler, çalışmalarının 8 Eylül 1999 tarihinden önce olduğuna eminseler, Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurarak arşiv kayıtlarını inceleyebilirler. Günlük kayıtlarını tespit ettirmeleri gerekmektedir.
-
Ödenmemiş Prim: Girişi yapılmış ancak primi ödenmemiş durumda olan kişilerin prim ödemesi yapılmamış dönemlerinde sigorta günleri görünmez. Dolayısıyla, 8 Eylül 1999 tarihinden önce çalışanlar emeklilik hakkı elde edemezler. Sonraki yıllarda ise emeklilik şartlarının değişmesi nedeniyle bu durumun bir anlamı olmaz.
EYT'li vatandaşlar, şartları karşıladıklarında emeklilik için başvururken, eksik primi olanlar borçlanma veya prim ödemesi yapmayı düşünebilirler. Temmuz ayında asgari ücrette beklenen zam ile birlikte 10.000 lirayı aşması, bu ödemeleri artıracaktır. Başvuruları Haziran sonuna kadar yapacak olanlar daha az ödeme yapma fırsatına sahip olacaklar.
EYT düzenlemesi, uzun süredir beklenen bir adımdı ve 1.6 milyondan fazla kişiye emeklilik hakkı sağladı. Kısmi emeklilik şartlarının da değişmesiyle birlikte daha fazla çalışana avantajlar sunulacak ve emeklilik süreçleri daha erken başlayabilecektir. Bu düzenleme, EYT'li vatandaşların sosyal ve ekonomik güvencelerini artırmaya yönelik bir adım olarak değerlendirilmektedir.
