YABANCI PICASSO: Fransa'da Bir Sanatçı, 1900-1973, Annie Cohen-Solal tarafından. Sam Taylor tarafından çevrildi.
Pablo Picasso'nun (8 Nisan 1973) ölümünün bu ayki yarım asırlık yıldönümü, irili ufaklı saygı duruşunda bulunacak. Ve Annie Cohen-Solal'ın “Yabancı Picasso: Fransa'da Bir Sanatçı, 1900-1973” adlı, biberli iki katlı bir özet ile büyük ama itici bir okuma (atıştırmalık boyutunda bölümlerde 600 sayfa) ile önemli bir tanesi çoktan geldi. Bu hem Picasso'nun, 20. yüzyıl modernizminin Zeus'unun kültürel bir dışlanmış, bir parya olarak portresi, hem de onu bir parya yapan Fransız kültürünün bir suçlaması.
Kitabın anlatısı, peripatetik, ileri geri bir şekilde doğrusaldır. 19 yaşındaki İspanyol sanatçının Barselona'dan Paris'e ilk seyahatinde hırsla dolup taşmasıyla başlıyor ve yetmiş yıllık kariyeri boyunca ilerliyor. Bu hikayenin çoğu, tamamen veya parçalar halinde anlatıldı, anlatıldı ve anlatıldı. Öğelerinin çoğu tanıdık olmanın ötesinde: insanlar (tacirler, diğer sanatçılar, eşler ve sevgililer); yerler (İspanya, Paris, Güney Fransa); paradigma bozma ve ürün çalkalama arasındaki salınımlarıyla yaratıcı metabolizma.
Burada fark yaratan, Cohen-Solal'ın uyguladığı “yabancı” filtresidir. Sanki yeni bir zemini test ettiğini işaret edercesine, açılış sayfalarında kendini tanıtıyor. Onu, şehir Polis Departmanının arşivlerinin bulunduğu soğuk, boş Paris binasında, önünde bir masanın üzerinde bir kutu belgeyle otururken buluyoruz.